top of page

SAVAŞ TEK KELİME

 

SAVAŞ…

 

Ne kadar basit bir kelime…

 

Yıkım gücüde o kadar fazla… Yıktığı sadece duvarlar, yollar, binalar mı? Yıktığı küçük bir çocuğun hayalleri mi? Bu kadar basit mi olay?

 

2000 li yıllarda yaşadığımız binlerce kayıp verdiğimiz bir Marmara depremini hatırlayın. Şuan hala o depremi yaşamış, kiminin kolunu bacağını, kiminin annesini babasını arkadaşını kaybettiği o üzücü olayın tesirlerini hala insanların yaşamadığını mı zannediyoruz? Peki savaşlar; kıyasladığınızda durum nasıl?

 

Suriye, Irak, Libya,Afganistan vb… yıllarca temizleyebilecek mi yaşanan bu travmatik durum mu? Yanı başında alnından vurulmuş babası, tecuvüze uğramış annesi, savaşta kaybettiği kardeşi arkadaşı yada istemidiği bir başka ülkede ötekileşmiş, yabancılaşmış, kimsesiz hisseden bir mülteci olmak… Normal mi?

 

Her gece kabuslarında üzerlerine bomba düştüğünü gören çocukların, yere düşen bir cam parçasının kırılmasında aniden sıçramasını, her gece altına kaçırmasını, annesiz babasız kalan bu çocukların güven itimat duygularının bir ömür koca bir yara olarak üzerlerinde kalacağını ve haykıramadıkları çığlıklarının hemen yok olacağını mı zannediyorsunuz?  

 

Yada şehit ailelerini düşünün! Çocuğunu yıllarca sarıp sarmalayıp, canından can verdiği ömründen ömür verdiği o evlatlarını hain bir pusuda, bombada, kurşunda kaybeden o şehit ailelerini düşünün. Evladının odasını yıllar geçmesine rağmen dönecek gibi bozmayıp, hala temizleyen o anaları, içten içe ağlayan dönmeyecek evladı için vakur bir duruşla vatana helal olsun diyen o şehit babalarını düşünün.  Başkasının evladı bir daha ölmesin derkenki içinde hissettiği o acıyı. Ölüm bu kadar masum mu?

 

Psikolojik etkisini düşündüğünüzde insanın hayallerini, güvenini  kaybetmesine yol açan, hak etmediğini düşündüğü başka bir hayatı yaşamaya mecbur bırakan ve içinde öfke kin suçluluk biriktirip alt üst olmuş benliğini düşünün… Bir arkadaşının yaptığı haksızlığa dayanamayıp küsen bu insanın binlerce insanın ölümünde kime küsebilecek, küsse kim fark edecek?

 

Peki ne için? Daha güzel bir dünya için ölmek öldürmek mi lazım? Savaş mı lazım? Petrol için, ülkelerin ekonomisinin daha iyi olması için, birilerinin cebine daha fazla para girmesi için milyonlarca insanın yaşamını hiçe mi saymak lazım. 

 

Oynanan bir oyun mu bu? Bilgisayar karşısında ölünce tekrar oyuna baştan başlayan çocukların tekrar başlayacağı bir oyun mu?

Savaş en kötü tercihlere mecbur kalındığı durumda içlerinden seçilebilecek yine kötü bir tercihtir. Bu yüzden hem insanlık için hemde ülke için en doğru karar “yurtta  barış cihanda barış diyen” M. Kemal Atatürk’ün bu söylenini gerçekleştirmektir. Neden diye sormayın.. ÖNCE KENDİNİZ İÇİN BARIŞ!

 

M.Yaser MERT

Psikolojik Danışman

 

© 2023 by Senior Residence. Proudly created with Wix.com

  • w-googleplus
  • w-facebook
  • Twitter Clean
bottom of page