top of page

YAKININI KAYBEDEN ÇOCUĞA "GERİ GELECEK" DEMEK TRAVMAYI SÜRDÜRÜYOR.

 

 

Toplumda bazen anne veya babanın ölümü çocuklardan saklanıyor ve ‘Uzak bir yere gitti, gelecek' deniliyor. Çocuğun bu söylemlerle beklenti içine girdiğini belirten uzmanlar, “Okulöncesi dönemlerde anne ya da baba eksikliği, yakın bir akrabayla telafi edilmeli ve ölüm, uygun bir dille anlatılmalı.” diyor.Annesi çalıştığı için kendisine anneannesi bakan küçük Hülya, anneannesinin ölümüyle travma geçirir. Derslerinde başarılı ve sosyal bir öğrenciyken zamanla içine kapanır ve kimseyle konuşmak istemez. İlk defa bir ölüme şahit olan küçük kız, okula da gitmek istemez. Başlarda yalnız kalmayı isteyen Hülya, zamanla çevresine karşı hırçınlaşmaya başlar. Bu travma karşısında aile bir uzmandan yardım alır. Hülya'yla ilgilenen çocuk psikiyatristi Ceyhun Caferov, her travmanın kişiye göre değişkenlik gösterdiğini söylüyor. İlk defa ölümle karşılaşmanın çocukta oluşturduğu korku ve paniğin etkisinin büyük olduğunu belirten Caferov, okulöncesi çocuklarda soyut bir kavram olan ‘ölüm' algısının gelişmemiş olduğunu kaydediyor.5-6 yaş aralığında ölümlere karşı verilen reaksiyonların farklı olduğunu ifade eden uzman öyle konuşuyor: “Özellikle ergenler, kendilerini en çok yalnızlık hissettiği, insanlara olan güvenlerinin azaldığı dönemde birilerini kaybettiklerinde içlerine daha çok kapanık oluyor. Çocukların bu gibi durumları kabullenmesi önemli. Aksi takdirde travma uzar. Üzerinden yıllar geçse de çocuk üzgün, mutsuz, içine kapanık ve hayatta hep başarısızlıklarla karşılaşır. Okul desteği de çok önemli. Öğretmenlerin yakın davranmasıyla travma daha kolay atlatılabiliyor.”Okulöncesi dönemde yakınlarının kaybının çocuk üzerinde daha çok ‘özlem' şeklinde olduğunu açıklayan çocuk psikiyatristi Ceyhun Caferov, bunu da şu örneklerle açıklıyor: “Annesi tarafından kucağına alınarak yatırılan çocuk hep onu bekler. Ya da yemek yemek için gene annesini bekler. Ya da babasını kaybeden çocuk, hep babası tarafından dışarı çıkartılıp gezdiriliyorsa gene onun gezdirmesini bekler. Okulöncesi dönemler için bir nevi çözüm, çocuğun kaybettiği kişinin hayatındaki rolünün telafi edilmesidir. Mesela babasını kaybeden bir çocuk, onunla ne yapardı? Oyun oynardı. O zaman çocuğun oyun arkadaşı amcası ya da bir başkası olacak. Çocuğun ihtiyaçlarını karşılayan birileri olmalı. Annesi onu saran, kucaklayan, öpen birisiyse onun yerine teyzesi, halası yapmalı. Bu eksikliği çocuğa hissettirmemek özellikle okulöncesi dönemlerde çok önemli. Daha sonraki yaşlarda ise ölüm, uygun bir dille anlatılmalı.”Çocukların anne-baba ile aşırı bağımlılıkları varsa kaybı o kadar fazla yaşayacağına değinen Caferov, çocuğun 2-3 yaşa kadar aşırı bağlanmanın normal olduğunu, daha sonraları ise çocuğun kendi ayakları üzerinde durabilmesi için annenin biraz kendini geri çekerek çocuğa da sorumlulukların verilmesi gerektiğini dile getiriyor. Annenin çocuğu çok fazla koruyup kollaması, her ihtiyacını kendi karşılaması, çocuğa sorumluluk vermemesi yas sürecinde en çok yaşanan sorunlardan olduğunu belirtiyor.zaman.com.tr

© 2023 by Senior Residence. Proudly created with Wix.com

  • w-googleplus
  • w-facebook
  • Twitter Clean
bottom of page